Bilindiği üzere, Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi ilan edilen Corona Virüsü salgını (COVİD-19) sebebiyle acil durum önlemleri alınması gerekmiş ve bu doğrultuda salgının ekonomi ve hukukun birçok alanındaki etkilerini asgari düzeye indirmek amacıyla hazırlanan 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun yürürlüğe girmişti. Yine aynı doğrultuda COVİD-19 salgının yarattığı etkiler bir takım başka kanuni düzenlemeler de daha değişiklik yapılmasını gerektirmiş olup, bu kapsamda hazırlanan 7244 sayılı Yeni Koronavirüs (Covıd-19) Salgınının Ekonomik ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (“Kanun”) 16/04/2020 tarihinde kabul edilmiştir. Kanun kapsamı incelendiğinde salgının etkileme ihtimali bulunan birçok alanla ilgili düzenlemeler getirildiği görülmektedir. Tarafımızca hazırlanan işbu bilgi notunda ise Kanun’da yer alan ve müvekkillerimizi doğrudan etkileme ihtimali bulunan düzenlemelere değinilmiş olup bu kapsamda sırasıyla iş hukuku mevzuatında yapılan değişiklikler, ticaret hukuku mevzuatında sermaye şirketlerinin kar dağıtımına dair tedbirler ve sair hususlarda yapılan değişiklikler ele alınmıştır.
I- İş Hukukuna Yönelik Tedbirler
1-) Kanun’un 7, 8 ve 9. Maddeleri ile COVİD-19’un etkileri çerçevesinde 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu ile 4857 sayılı İş Kanunu’nda geçici olarak önemli nitelikte değişikler yapıldığı görülmektedir. Bu kapsamda ilk olarak Kanun’un 9. maddesi ile birlikte İş Kanunu’na geçici madde 10’un eklendiği görülmektedir.
MADDE 9 - 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
GEÇİCİ MADDE 10- Bu Kanunun kapsamında olup olmadığına bakılmaksızın her türlü iş veya hizmet sözleşmesi, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay süreyle 25 inci maddenin birinci fıkrasının (II) numaralı bendinde ve diğer kanunların ilgili hükümlerinde yer alan ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzeri sebepler dışında işveren tarafından feshedilemez.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç aylık süreyi geçmemek üzere işveren işçiyi tamamen veya kısmen ücretsiz izne ayırabilir. Bu madde kapsamında ücretsiz izne ayrılmak, işçiye haklı nedene dayanarak sözleşmeyi fesih hakkı vermez.
Bu madde hükümlerine aykırı olarak iş sözleşmesini fesheden işveren veya işveren vekiline, sözleşmesi feshedilen her işçi için fiilin işlendiği tarihteki aylık brüt asgari ücret tutarında idari para cezası verilir.
Cumhurbaşkanı birinci ve ikinci fıkrada yer alan üç aylık süreleri altı aya kadar uzatmaya yetkilidir.
Bahse konu düzenleme ile birlikte her türlü işçinin iş sözleşmesinin, işbu kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla üç ay süre ile (ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller dışında) feshedilmesinin yasaklandığı görülmektedir. Bilindiği üzere benzer bir düzenleme yakın zamanda 7226 sayılı kanunla, Kısa Çalışma Ödeneği’nden faydalanan işverenler yönünden getirilmişti. Kanun koyucu işbu düzenleme ile söz konusu fesih yasağını tüm işverenleri kapsayacak şekilde genişletmiştir. Diğer yandan belirtmek gerekir ki fesih yasağı İşveren bünyesinde çalışmakta olan tüm işçileri kapsayacak şekilde getirilmiş olup, 4857 Sayılı Kanun kapsamı dışında çalışan işçiler de bu dönemde fesih yasağı kapsamında korunmaktadır.
Ancak İşveren’in Ahlak ve İyiniyet Kurallarına Aykırılık Nedeniyle fesih hakkının saklı olduğunu da belirtmek isteriz. Bu yasağa aykırı davranan işverenler için ise 3. Fıkra ile idari para cezası öngörülmüş olup, aykırı davranışta bulunulması halinde her bir işçi için iş akdinin feshedildiği tarihteki aylık asgari brüt ücreti kadar idari para cezası verileceği düzenlenmiştir.
2-) Diğer yandan Geçici Madde 10’un ikinci fıkrası ile halihazırda İş Kanunu’nda düzenlenmemiş olan ücretsiz izin müessesinin getirildiği görülmektedir. Mevcut İş Kanunu düzenlemeleri uyarınca çalışanın ücretsiz izne çıkartılabilmesi için muhakkak kendisinden de onay alınması gerekmektedir. Ancak ikinci fıkrada yer alan düzenleme ile birlikte İşveren’lere fesih yasağının uygulanacağı üç aylık süreçte çalışanları herhangi bir muvafakat almadan ücretsiz izne çıkarma hak ve yetkisinin tanındığı görülmektedir. Böylelikle çalışmalarını durdurmak veya daraltmak durumunda kalan İşveren’ler herhangi bir fesih riski olmadan çalışanlarını ücretsiz izne çıkartabileceklerdir.
3-) Kanun’un 7. Maddesi ile birlikte İşsizlik Sigortası Kanunu’na geçici madde 24 eklenmiş olup ilgili madde hükmü uyarınca;
MADDE 7 - 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’na aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 24- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte iş sözleşmesi bulunmakla birlikte 4857 sayılı İş Kanunu’nun geçici 10uncu maddesi uyarınca işveren tarafından ücretsiz izne ayrılan ve kısa çalışma ödeneğinden yararlanamayan işçiler ile 15/3/2020 tarihinden sonra 51inci madde kapsamında iş sözleşmesi feshedilen ve bu Kanunun diğer hükümlerine göre işsizlik ödeneğinden yararlanamayan işçilere, herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan yaşlılık aylığı almamak kaydıyla ve 4857 sayılı İş Kanunu’nun geçici 10 uncu maddesinde yer alan fesih yapılamayacak süreyi geçememek üzere, bu süre için ücretsiz izinde bulundukları veya işsiz kaldıkları süre kadar, Fondan günlük 39,24 Türk Lirası nakdi ücret desteği verilir. Yapılan ödemelerden damga vergisi hariç hiçbir kesinti yapılmaz.
Birinci fıkra çerçevesinde ücretsiz izne ayrılarak nakdi ücret desteğinden yararlanan işçinin fiilen çalıştırıldığının tespiti halinde bu şekilde çalıştırılan her işçi ve çalıştırıldığı her ay için ayrı ayrı olmak üzere fiilin işlendiği tarihteki 4857 sayılı kanunun 39 uncu Maddesince belirlenen aylık brüt asgari ücret tutarında Sosyal Güvenlik kurumunca idari para cezası uygulanır ve ödenen nakdi ücret desteği ödeme tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte işverenden tahsil edilir
Bu madde kapsamında nakdi ücret desteğinden yararlananlardan 5510 sayılı Kanuna göre genel sağlık sigortalısı veya genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi kapsamına girmeyenler aynı kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılırlar ve genel sağlık sigortasında ilişkin primleri Fondan karşılanır.
Bakanlık, nakdi ücret desteğine ilişkin ödeme usul ve esaslarını belirlemeye ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin ortaya çıkabilecek tereddütleri gidermeye yetkilidir.”
Bu madde hükmü ile birlikte iki grup işçiye İşsizlik Sigortası Fonu’ndan destek sağlanması düzenlenmektedir. Buna göre yukarıda belirtilen şekilde ücretsiz izne ayrılan işçiler ile 15/03/2020 tarihinden sonra işten çıkarılmış olup işsizlik ödeneğinden istifade edemeyen işçilere her gün için 39,24 TL ücret desteği verilecektir. Kanun metninde “işten çıkarılma” şeklinde belirtildiğinden iş akdini kendi iradesi ile sona erdiren işçiler bu maddeden yararlanamayacaklardır. Ayrıca işverenler açısından önemli bir düzenleme getirilmiştir ki ülke ekonomisi dikkate alınarak ücretsiz izne ayrılan işçilerin fiilen çalıştırılmaya devam etmesi halinde, belirlenen aylık brüt asgari ücret tutarında Sosyal Güvenlik kurumunca idari para cezası yaptırımı uygulanması öngörülmektedir.
4-) Kanunun 8. Maddesi ile birlikte yine 4447 sayılı kanuna Kısa Çalışma Ödeneği konusuyla ilgili olarak bir geçici madde eklenmiştir.
MADDE 8 – 4447 sayılı kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 25 – Yeni koronavirüs (Covid-19) sebebiyle işverenlerin yaptıkları zorlayıcı sebep gerekçeli kısa çalışma başvuruları için, uygunluk tespitinin tamamlanması beklenmeksizin, işverenlerin beyanı doğrultusunda kısa çalışma ödemesi gerçekleştirilir. İşverenin hatalı bilgi ve belge vermesi nedeniyle yapılan fazla ve yersiz ödemeler, yasal faizi ile birlikte işverenden tahsil edilir.”
Bilindiği üzere, normal şartlarda kısa çalışma ödeneğinden faydalanılabilmesi için öncelikle İŞ-KUR müfettişleri tarafından işyerinde denetimin yapılması ve bu denetim sonrasında kısa çalışma ödeneğinden faydalanılabileceğinin onaylanması gerekmektedir. Ancak 4447 sayılı kanuna getirilen bu geçici madde ile birlikte covid-19 sebebiyle yapılacak başvurularda uygunluk tespitinin tamamlanması beklenilmeksizin, işverenin covid-19 sebebiyle kısa çalışma ödeneğinden faydalanmaya ihtiyaç duyduğu yönündeki beyanı esas alınarak kısa çalışma ödemeleri gerçekleştirilecektir. Ancak gerçekleştirilecek uygunluk tespiti sonucunda hatalı bilgi ve belge nedeni ile fazla ödeme yapıldığı anlaşılırsa, bu fazla ödeme işverenden tahsil edilecektir. Bu madde 29/02/2020 tarihinden itibaren uygulanmak üzere yayımlandığı tarihte yürürlüğe girecektir.
5-) Ayrıca Kanunun 6. Maddesi ile İşsizlik Sigortası Kanunu’nda değişiklik yapılarak Kısa Çalışma Ödeneğine ilişkin düzenleme getirilmiştir.
MADDE 6- 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun geçici 23 üncü maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesine “başvurular,” ibaresinden sonra gelmek üzere “uygunluk tespitleri hariç olmak üzere” ibaresi eklenmiştir.
Söz konusu Geçici 23. Madde yine COVID-19 kapsamında alınan önlemler ile birlikte getirilen bir madde olup Kısa Çalışma Ödeneğine ilişkin usul ve koşulları düzenlemektedir. 7244 Sayılı Kanunu’nun 6. maddesi ile Kısa Çalışma Ödeneğine ilişkin başvuruların değerlendirilmesi için öngörülen 60 günlük süre şartına uygunluk tespitleri hariç tutulmuştur. Düzenleme ile hedeflenen amaç kısa çalışma ödeneğine ilişkin başvurularının yapılacak uygunluk tespitinin bitimi beklenmeksizin 60 gün içerisinde sonuçlandırılmasıdır. Özetle kısa çalışma yönünden getirilen düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde;
- Covid-19 kapsamında kısa çalışma ödeneğine ilişkin yapılacak başvurularda, İŞ-KUR tarafından uygunluk tespiti süreci yine yönetilecek ancak başvurular işverenin beyanı esas alınarak 60 gün içerisinde sonuçlandırılarak ve kısa çalışma ödemeleri gerçekleştirilecektir Ancak gerçekleştirilecek uygunluk tespiti sonucunda hatalı bilgi ve belge nedeni ile fazla ödeme yapıldığı anlaşılırsa, bu fazla ödeme işverenden tahsil edilecektir.
6-) İş hukuku anlamında bir diğer düzenlemenin ise toplu iş sözleşmelerine ilişkin süreler kapsamında getirildiği görülmektedir.
MADDE 2- Yeni koronavirüs (Covid-19) salgını kaynaklı zorlayıcı sebep gerekçesiyle;
ı) 18/10/2012 tarihli ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu kapsamındaki yetki tespitlerinin verilmesi, toplu iş sözleşmelerinin yapılması, toplu iş uyuşmazlıklarının çözümü ile grev ve lokavta ilişkin süreler bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay süreyle uzatılmıştır. Cumhurbaşkanı, bu bentte yer alan üç aylık süreyi bitiminden itibaren üç aya kadar uzatmaya yetkilidir.
Bu tedbire göre üç ay süre ile toplu iş sözleşmesinin yapılması, toplu iş uyuşmazlıklarının çözümü ile grev ve lokavta ilişkin süreler durdurulmuştur.
II- Ticaret Hukukuna Yönelik Tedbirler
7-) Kanun’un 12. Maddesi ile birlikte sermaye şirketlerinde kar dağıtımının sınırlandırılmasına ilişkin olarak Geçici Madde 13’ün eklendiği görülmektedir:
“GEÇİCİ MADDE 13- (1) Sermaye şirketlerinde 30/09/2020 tarihine kadar 2019 yılı net dönem karının yalnızca yüzde yirmi beşinin dağıtımına karar verilebilir, geçmiş yıl karları ve serbest yedek akçeler dağıtıma konu edilemez, genel kurulca yönetim kuruluna kar payı avansı dağıtımı yetkisi verilemez. Devlet, il özel idaresi, belediye, köy ile diğer kamu tüzel kişilerinin ve sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait fonların, doğrudan veya dolaylı olarak sermayesinin yüzde ellisinden fazlasına sahip olduğu şirketler hakkında bu fıkra hükmü uygulanmaz. Bu fıkrada belirtilen süreleri üç ay uzatmaya ve kısaltmaya Cumhurbaşkanı yetkilidir.
(2) Genel kurulca 2019 yılı hesap dönemine ilişkin kâr payı dağıtımı kararı alınmış ancak henüz pay sahiplerine ödeme yapılmamışsa veya kısmi ödeme yapılmışsa, 2019 yılı net dönem kârının yüzde yirmi beşini aşan kısma ilişkin ödemeler birinci fıkrada belirtilen sürenin sonuna kadar ertelenir.
(3) Bu maddenin kapsamına giren sermaye şirketlerine ilişkin istisnalar ile uygulamaya dair usul ve esasları belirlemeye, Hazine ve Maliye Bakanlığının görüşünü almak suretiyle Ticaret Bakanlığı yetkilidir.”
Bilindiği üzere kâr payı alma hakkı, ortağın şirkete iştirak etme amacının, iktisadi olarak somutlaştığı bir malvarlığı hakkıdır. Sermaye şirketlerinde ortaklara kâr payının dağıtımına ilişkin kurallar kanunda (TTK m. 507 vd., 519 vd., m. 608 vd.) ve esas sözleşmede yer alan düzenlemeler çerçevesinde kar payı dağıtımı yapılabilmektedir. Ancak kanun koyucunun, COVID-19 salgınının sermaye şirketlerin mevcut özkaynaklarını olumsuz olarak etkilememesi amacıyla hareket ettiği ve TTK’ya eklenilen geçici madde 13 ile kar payı dağıtımına ilişkin olarak geçici bir sınırlandırma getirildiği görülmektedir. Konuyla ilgili olarak yakın bir zamanda yayınlan Ticaret Bakanlığı duyurusu hukuk ve ticaret çevrelerinde ciddi tartışmalara yol açmış ve bu şekilde bir sınırlandırmanın ancak kanun değişikliği ile yapılabileceği görüşü benimsenmiştir. Nitekim kanun koyucunun da bu yöndeki eleştirileri dikkate alarak konuyu TTK’ya getirilen bir geçici madde ile düzenleme yoluna gitmiş olduğu görülmektedir. Yapılan düzenleme neticesinde sermaye şirketlerinin, 30/09/2020 tarihine kadar dağıtabilecekleri nakit kâr payı tutarı 2019 yılı net dönem kârının yüzde yirmi beşini aşamayacak, geçmiş yıl karları ve serbest yedek akçeler dağıtıma konu edilemeyecektir. Ayrıca genel kurulca yönetim kuruluna kâr payı avansı dağıtımı yetkisi verilmesi de mümkün olmayacaktır. Genel kurulca halihazırda 2019 yılı hesap dönemine ilişkin kâr payı dağıtımı kararı alınmış ancak henüz pay sahiplerine ödeme yapılmamışsa veya kısmi ödeme yapılmışsa, 2019 yılı net dönem kârının yüzde yirmi beşini aşan kısma ilişkin ödemelerin 30/09/2020 tarihinin sonuna kadar ertelenmesi gerekmektedir. Bu madde kapsamında istisna tutulacak sermaye şirketleri ve bu maddenin uygulanmasına yönelik usul ve esasları belirlemede Bakanlık yetkilidir.
8-) Kanun kapsamında 6585 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’da önemli değişiklikler yapıldığı görülmektedir. İlk olarak COVİD-19 kapsamında alınan önlemlere değinmek gerekirse özellikle fahiş fiyat uygulamaları konusunda önemli eklemelerinin yapıldığı görülmektedir.
MADDE 14- 6585 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“Fahiş fiyat artışı, stokçuluk ve Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu
EK MADDE 1- (1) Üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler tarafından bir mal veya hizmetin satış fiyatında fahiş artış yapılamaz.
(2) Üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler tarafından piyasada darlık yaratıcı, piyasa dengesini ve serbest rekabeti bozucu faaliyetler ile tüketicinin mallara ulaşmasını engelleyici faaliyetlerde bulunulamaz.
(3) Üretici, tedarikçi ve perakende işletmelerin fahiş fiyat artışı ve stokçuluk uygulamalarına yönelik düzenlemeler yapmak, gerektiğinde denetim ve incelemelerde bulunarak idari para cezası uygulamak ve her türlü tedbiri almak amacıyla Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu oluşturulur. Başkanlığı, İç Ticaret Genel Müdürü tarafından yürütülen Kurul;
a) Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürü,
b) Esnaf, Sanatkârlar ve Kooperatifçilik Genel Müdürü,
c) Adalet Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından görevlendirilen birer Genel Müdür,
ç) İlgili İç Ticaret Genel Müdür Yardımcısı,
d) Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu tarafından görevlendirilen birer üye,
e) Üretici ve tüketici örgütleri ile perakende sektörünü temsilen birer üye,
olmak üzere on üç üyeden oluşur.
(4) Kurul ihtiyaç halinde Başkanın çağrısı üzerine; Başkan dâhil en az yedi üye ile toplanır ve toplantıya katılanların salt çoğunluğu ile karar alır. Oyların eşit olması halinde Başkanın oy kullandığı tarafın çoğunluğu sağladığı kabul edilir. Kurulun kararları Bakanlıkça uygulanır.
(5) Kurulun sekretarya hizmetleri İç Ticaret Genel Müdürlüğü tarafından yerine getirilir.
(6) Kurulun oluşumu, görevleri, çalışma usul ve esasları, sekretarya hizmetleri ve Kurula ilişkin diğer hususlar yönetmelik ile belirlenir.”
9-) Getirilen düzenleme ile birlikte üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler tarafından bir mal veya hizmetin satışında fahiş fiyat artışı yapılması yasaklanmıştır. Yine aynı maddenin ikinci fıkrası ile de bahse konu işletmeler tarafından piyasada darlık yaratıcı, piyasa dengesini ve serbest rekabeti bozucu faaliyetler ile tüketicinin mallara ulaşmasını engelleyici nitelikteki stokçuluk faaliyetlerinin yasaklandığı görülmektedir. Ayrıca maddenin devamında İç Ticaret Genel Müdürü başkanlığında bir Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu oluşturulduğu görülmektedir. Bu kurul, fahiş fiyat artışı ve stokçuluk uygulamalarına yönelik düzenlemeler yapmak, gerektiğinde denetim ve incelemelerde bulunarak idari para cezası uygulamak ve her türlü tedbiri almak hak ve yetkisine sahiptir. Nitekim 6585 sayılı Kanun’un 18.maddesinde yapılan değişiklikle EK-1 düzenlemesine aykırı davranışlarda bulunanlar için ciddi tutarlarda idari para cezası öngörülmektedir.
MADDE 13- 14/1/2015 tarihli ve 6585 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun 18 inci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiş ve dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“ı) Ek 1 inci maddesinin birinci fıkrasına aykırı hareket edenlere on bin Türk lirasından yüz bin Türk lirasına kadar; ikinci fıkrasına aykırı hareket edenlere ise elli bin Türk lirasından beş yüz bin Türk lirasına kadar,”
“(4) Bu maddenin birinci fıkrasının (ı) bendinde öngörülen idari para cezalarını uygulama yetkisi Haksız Fiyat Değerlendirme Kuruluna, bu maddede öngörülen diğer idari para cezalarını uygulama yetkisi ise Bakanlığa aittir. Bakanlığa ait olan idari para cezası uygulama yetkisi taşra birimlerine devredilebilir.”
Bu kapsamda Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu tarafından tespiti halinde, 6585 sayılı Kanun’un Ek 1 inci maddesinin birinci fıkrasına aykırı hareket edenlere on bin Türk lirasından yüz bin Türk lirasına kadar; ikinci fıkrasına aykırı hareket edenlere ise elli bin Türk lirasından beş yüz bin Türk lirasına kadar idari para cezası verilebilecektir.
III- Kanunla Getirilen Diğer Tedbirler
10-) Kanunun 1 maddesinin ç bendinde getirilen düzenlemeyle belediyeler ile bağlı kuruluşların mülkiyetinde olan taşınmazlardan kaynaklı alacaklara yönelik getirilen birtakım tedbirler getirildiği görülmektedir.
MADDE 1 – Yeni koronavirüs (Covid-19) salgını kaynaklı zorlayıcı sebep gerekçesiyle;
ç) Büyükşehir belediyeleri, belediyeler ve bağlı kuruluşları ile bunların üyesi olduğu mahalli idare birliklerinin mülkiyetinde veya tasarrufunda olan taşınmazlara ilişkin olarak ilgili mevzuatınca yapılan satış, ecrimisil ve kiralamadan kaynaklanan bedellerin veya tutarların 19/03/2020 tarihinden itibaren 3 aylık döneme ilişkin tahsil edilmesi gereken kısımlarının 3 ay ertelenmesine büyükşehir belediyeleri, belediyeler ve birliklerde meclis; bağlı kuruluşlarda ise yetkili karar organı yetkilidir. Bu süreler, bitiminden itibaren Çevre ve Şehircilik Bakanı tarafından 3 aya kadar uzatılabilir. Söz konusu alacaklar ertelenen süre sonunda, ertelenen süre kadar aylık eşit taksitler halinde, herhangi bir gecikme zammı ve faiz uygulanmadan tahsil edilir. Faaliyetleri durdurulan veya faaliyette bulunamayan işletmelerin faaliyette bulunmadığı döneme ilişkin olarak kira bedelleri tahsil edilmez.
Görüldüğü üzere getirilen düzenleme ile belediye meclisleri tarafından alınacak bir karar neticesinde belediyeler ve bağlı kuruluşları ile bunların üyesi olduğu mahalli idare birliklerinin mülkiyetinde veya tasarrufunda olan taşınmazlara ilişkin olarak ilgili mevzuatınca yapılan satış, ecrimisil ve kiralamadan kaynaklanan bedellerin veya tutarların 19/03/2020 tarihinden itibaren 3 ay ertelenmesi mümkün olacaktır. Böyle bir durumda söz konusu alacaklar ertelenen süre sonunda, ertelenen süre kadar aylık eşit taksitler halinde, herhangi bir gecikme zammı ve faiz uygulanmadan tahsil edilebilecektir.
11-) Bir diğer tedbirin ise belediyelerin su tüketimine bağlı alacaklarına yönelik olarak getirilmiş olduğu görülmektedir. Yukarıda bahsi geçen düzenlemede olduğu gibi belediye meclislerinin bu yönde bir karar almaları halinde, su tüketimine bağlı alacakların, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 3 aylık döneme ilişkin tahsil edilmesi gerekenlerle sınırlı olmak üzere 3 ay ertelenmesi mümkün hale getirilmiştir. Yine aynı şekilde bu alacaklar ertelenen süre sonunda, ertelenen süre kadar aylık eşit taksitler halinde, herhangi bir gecikme zammı ve faiz uygulanmadan tahsil edilebilecektir.Getirilen bu tedbirler ile çeşitli sektörler üzerinde oluşacak olumsuz etkilerin azaltılmasının amaçlandığı görülmektedir.
e) Büyükşehir belediyeleri, belediyeler ve bağlı kuruluşlarının konutlara ve faaliyetleri durdurulan veya faaliyette bulunamayan işyerlerine ilişkin su tüketimine bağlı alacakları, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 3 aylık döneme ilişkin tahsil edilmesi gerekenlerle sınırlı olmak üzere belediye meclisi tarafından 3 ay ertelenebilir. Bu alacaklar ertelenen süre sonunda, ertelenen süre kadar aylık eşit taksitler halinde, herhangi bir gecikme zammı ve faiz uygulanmadan tahsil edilir.
12-) İzah etmeye çalıştığımız hususi düzenlemelere ek olarak söz konusu Kanun ile toplumsal alanda birçok düzenleme de yapıldığı görülmektedir. Bu kapsamda,
MADDE 5- 24/5/1983 tarihli ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİMADDE 18- Yeni koronavirüs (Covid-19) salgını kaynaklı zorlayıcı sebep gerekçesiyle;
a) Bakım merkezlerinde bakım hizmeti sunulabilmesi için ek 7 nci maddenin birinci fıkrasında yer alan gelir ölçütü ve ağır engellilik şartları,
b) Hizmet alımıyla bakım hizmeti sunulabilmesi için ek 10 uncu maddenin birinci fıkrasında yer alan gelir ölçütü şartı,
bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay süreyle aranmaz. Cumhurbaşkanı bu süreyi bir yıla kadar uzatmaya yetkilidir.”
Kural olarak 2828 sayılı Kanunun 10.maddesinde 65 yaşını doldurmuş vatandaşlara kaynağına bakılmaksızın her türlü gelirin toplamı baz alınarak yapılacak hesaplamaya göre hane içinde kişi başına düşen ortalama aylık gelir tutarı asgari ücretin aylık net tutarının üçte birinden az olması halinde bakım desteği sağlanırken geçici madde ile herhangi bir ücret hesaplaması yapılmadan bakım hizmeti sağlanması düzenlenmektedir. Yine bu madde hükmü ile engelli vatandaşlara yapılacak sosyal yardımlarda 2828 sayılı Kanunun ek 7. maddesinde öngörülen ücret koşulu mülga edilmiş engellilik oranları göz ardı edilmiştir.
Comentários