top of page

Anayasa Mahkemesi Kişisel Verilerin Korunması Hakkında Karar

Anayasa Mahkemesi, 2018/11988 Başvuru numaralı dosya kapsamında yapmış olduğu inceleme sonucunda parmak izi ile mesai takibi yapılmasının, özel hayata saygı hakkı ve kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlali olduğuna karar vermiş, söz konusu karar 19.04.2022 tarihli, 31814 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Karar Kişisel Verileri Koruma Kurulu (KVKK) tarafından verilen kararlar ile aynı doğrultuda olup karara ilişkin bilgilendirmeye ve kararın özetine aşağıda yer verilmiştir.


Başvurucu, Söke Belediye Başkanlığı bünyesinde devlet memuru olarak çalışmaktayken işyeri tarafından mesai takibi sağlanması amacıyla parmak izi sistemi uygulamasına geçilmiştir. Bu kapsamda başvurucu tarafından parmak izinin kişisel veri teşkil etmesi sebebiyle özel hayatın gizliliği kapsamında kaldığı dolayısıyla uygulamanın kaldırılması talep edilmiştir. Başvurucunun talebinin Kurum tarafından reddedilmesi üzerine, başvurucu idari işlemin iptali talebiyle dava açmıştır.


Yerel Mahkeme, ilgili mevzuata atıf yaparak personelin parmak izi tarama sistemi ile mesai kontrolünün yapılması durumunun özel hayata saygı hakkı kapsamında kişisel verilerin işlenmesi çerçevesinde değerlendirileceğini belirtmiştir. Bu kapsamda Mahkeme, 657 sayılı Kanun’da devlet memurlarının çalışma saatleri ile günlük çalışma saatlerinin başlangıç ve bitişlerinin tespitine yönelik düzenlemelere yer verilmiş olduğunu bununla birlikte kamu görevlilerinin mesaiye devam durumlarının kontrolü konusunda ayrıntılı bir yasal düzenlemenin mevzuatta olmadığını, temel hakların kısıtlanabilmesi için yasal bir dayanağın bulunmasının anayasal bir zorunluluk olduğunu belirtilmiştir. Bu doğrultuda da uygulamanın sınırlarını, usul ile esaslarını gösteren bir yasal dayanağının bulunmaması nedeniyle, davanın kabulüne karar verilerek, idari işlem iptal edilmiştir.


Kurum, Yerel Mahkemenin davanın kabulü yönündeki kararına karşı istinaf yoluna başvurmuş olup istinaf mercii tarafından yapılan inceleme sonucunda, kamu hizmetlerinin etkin ve verimli yürütülmesini kolaylaştırıcı etki sağlaması amacıyla idarelerce teknolojik sistemlerin kullanılmaya başlanmasının kamu yararına ve hizmet gereklerine uygun olduğu belirtilerek Kurum’un istinaf başvurusunun kabulü ile Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir. İstinaf mercii tarafından verilen kesin karar üzerine başvurucu tarafından Anayasa Mahkemesi’ne uygulamanın özel hayata saygı hakkı kapsamındaki kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına aykırı olduğu iddiası ile bireysel başvuru yoluna başvurulmuştur.


Anayasa Mahkemesi konuya ilişkin yapmış olduğu inceleme kapsamında, Kişisel Verilerin Korunması Hakkında Kanun’a değinmiş ve KVKK’nın iki kararına atıf yapmıştır. Anayasa Mahkemesi tarafından verilen kararda öncelikle KVKK’nın 1/12/2020 tarihli ve 2020/915 sayılı kararına atıf yapıldığı ve kararın


veri sorumlusu tarafından mesai kontrolü için parmak izi, sicil numarası ve şifreli giriş, ıslak imzalı form yöntemlerinin kullanıldığı, covid-19 salgını sebebiyle halihazırda müdürlüklerde personel kontrolünün ıslak imzalama metodu ile sağlandığı, parmak izi sisteminin devre dışı olduğuna yönelik savunması dikkate alındığında işe giriş ve çıkış kontrollerinin biyometrik verileri işlemenin haricinde alternatif yollar ile sağlanabildiği, dolayısı ile üstün güvenlik önlemleri alınmasını gerektirecek bir durumun da olmadığının görüldüğü, bu kapsamda veri sorumlusu bünyesinde mesai kontrolü amaçlı giriş ve çıkışlar için parmak izi okutma sisteminin kurulmasının Kanunun 'Genel İlkeler' başlıklı 4 üncü maddesinin (ç) bendindeki ölçülülük ilkesine aykırı olduğu kanaatine varıldığı”


Bölümünün özellikle vurgulandığı görülmektedir. Zira KVKK tarafından benzer nitelikte verilen diğer bir karar olan ve spor salonuna girişlerde el okuma sistemine ilişkin verilen 27/2/2020 tarihli ve 2020/167 sayılı kararda da


kişisel verilerin işlenmesinin ilgili kişinin iznine bağlı olarak gerçekleştirilse ve belirli bir amaca bağlı olsa bile açık rızanın, aşırı miktarda veri toplanmasını meşrulaştırmayacağı, buna göre kişisel verilerin yalnızca belirli amaçlar için ve gerektiği kadar toplanması, amacın gerektirdiği yerlerde kullanılması ve amaç için gerekli olandan uzun süre tutulmaması gerektiği”


Belirtilmiş ve el ve parmak izi taramasının ölçülülük ilkesine aykırılık oluşturduğuna hükmedilmiştir.


Anayasa Mahkemesi öncelikle ilkeleri olaya uygularken Anayasa'nın 20. maddesine göre kişisel verilerin “ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla” işlenebileceğinin altını çizmiştir. 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun (Kanun) 6. maddesinde ise kanun koyucunun tahdidi olarak saydığı özel nitelikli kişisel verileri işlemeyi önemine binaen daha katı kurallara bağlandığı eklenmiştir. Parmak izinin Kanun’un saymış olduğu özel nitelikli kişisel verilerden biyometrik veriler arasında yer aldığı hususu belirtilerek bu kapsamda özel nitelikli kişisel veri niteliğinde olan biyometrik verilerin açık rıza aranmadan işlenebilmesi için kanunda yazılı şartların gerçekleşmesi gerektiği vurgulanmıştır. Açık rıza aranmadan veri işleme nedenleri arasında kurum veya kuruluşların mesai düzeni yer almamaktadır. Bu açıklamalar çerçevesinde somut olayda belediye çalışanlarının özel nitelikli kişisel veri kapsamında kalan parmak izlerinin kaydedilebilmesi ve bu verilerin kullanılabilmesi için bu durumun ayrıca ve açıkça bir kanun ile düzenlenmesi veya çalışanların açık rızalarının varlığı gerektiği belirtilmiştir. Anayasa Mahkemesi de başvurucunun özel nitelikli kişisel verilerin işlenmesine dair rızasının olmadığı, çalışanın mesaiye uyumunun kontrolünde biyometrik verilerin işlenmesinin ve kullanılmasının anılan kanunlar ile ayrıca ve açıkça öngörülmediği hususları dikkate alındığında başvuruya konu müdahalenin kanunilik şartını sağlamadığı sonucuna varmıştır.


Sonuç olarak, işyerinde parmak izi uygulaması ile mesai saatlerinin kontrol edilmesinin Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkı kapsamındaki kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir. Anayasa Mahkemesi tarafından verilen karar ile mesai takibi, spor salonu gibi mekanlara giriş çıkış yapılması gibi durumlarda parmak izi vb. biyometrik verilerin açık rıza olmaksızın kullanılması, başka bir yöntem ile bu takip gerçekleştirilebilecekken bu yola başvurulmasının Kanun’a aykırı olmanın yanı sıra Anayasa’ya da aykırılık oluşturduğu ortaya konmuştur. Dolayısıyla, gerek Kişisel Verileri Koruma Kurulu kararları gerekse Anayasa Mahkemesi kararlarından anlaşılacağı üzere işyeri uygulamalarında kişilerin özel nitelikli verilerini kullanmak kanuni dayanaktan yoksun olması ve ölçülü olmaması sebebiyle ihlal oluşturacaktır.


Kararın tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz;

Son Yazılar

Hepsini Gör

Kommentare


bottom of page