top of page

UKA Aylık / Ağustos Bülteni: Türk Parası Kıymetini Koruma Mevzuatı: Tarihsel Çizgi, Güncel Düzenlemeler ve Uygulamadaki Etkileri

  • cihankiraner
  • 31 dakika önce
  • 5 dakikada okunur

Türk Parası Kıymetini Koruma Mevzuatı (“TPKK Mevzuatı”), cumhuriyetin kuruluşundan itibaren Türkiye Cumhuriyeti'nin ekonomik ve finansal düzenlemelerinde temel bir rol oynamıştır. Ulusal para biriminin değerini muhafaza etmek, uluslararası sermaye akışlarını düzenlemek ve döviz rejimini kontrol altında tutmak amacıyla tesis edilen bu düzenlemeler, sadece teknik normlar bütünü olmayıp aynı zamanda Türkiye'nin ekonomik egemenliğinin de güvencesi olmuştur. Özellikle 1989 yılında başlayan liberalleşme süreci ve 2025 yılında yürürlüğe giren güncel değişiklikler, söz konusu mevzuatın gerek gerçek kişiler gerekse tüzel kişiler nezdinde doğrudan hukuki ve ekonomik sonuçlar doğuran dinamik bir alan olduğunu ortaya koymaktadır.

 

1930 tarihli 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun, ekonomik bağımsızlık ihtiyacının bir sonucu olarak kabul edilmiştir. Kanun, hükümete döviz, kıymetli madenler ve sermaye hareketleri üzerinde geniş bir düzenleme yetkisi tanımıştır.

 

Bu Kanun’un devamı niteliğinde, 11.08.1989 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar, Türk parasının kıymetini korumak amacıyla, Türk parasının yabancı paralar karşısındaki değerinin belirlenmesi, döviz ve dövizi temsil eden belgelere (menkul değerler ve diğer sermaye piyasası araçları dahil) ilişkin tüm işlemler ile dövizlerin tasarruf ve idaresi, Türk parası ve Türk parasını temsil eden belgelerin (menkul değerler ve diğer sermaye piyasası araçları dahil) ithal ve ihracı, kıymetli maden, taş ve eşyalara ilişkin işlemler, ihracata, ithalata, özelliği olan ihracat ve ithalat, görünmeyen işlemler, sermaye hareketlerine ilişkin kambiyo işlemleri hususlarında önemli bir adım niteliğinde olmuş; 32 Sayılı Kararı ile artık Türk vatandaşları ve şirketleri döviz bulundurabilme, yurt dışında hesap açabilme ve uluslararası ticari ilişkilerinde daha serbest hareket edebilme noktasına gelmiştir.

 

1567 sayılı Kanun ve 32 Sayılı Karar, çerçeve nitelikli düzenlemeler olup bu mevzuatların günlük hayata yansıması, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan tebliğ, yönetmelik ve genelgeler sayesinde mümkün olmaktadır.

 

2025 Yılı Düzenlemeleri ve Uygulamadaki Yansımaları

 

2025 yılında TPKK mevzuatında yapılan değişiklikler, piyasa aktörlerinin günlük işleyişini doğrudan etkileyen somut yenilikler getirmiştir. Bu düzenlemeler, bir yandan sözleşme serbestisini genişletmiş, diğer yandan TL’nin uluslararası dolaşım alanını büyütmüş, kıymetli varlıkların kontrolünü sıkılaştırmış ve vergi teşviklerini yeniden düzenlemiştir.

 

1. 06.03.2025 Tarihli, 2025-32/72 Numaralı Tebliğ

 

19.04.2022 tarihli ve 31814 sayılı Resmi Gazete’de Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (Tebliğ No:2008-32/34) ile Türkiye'de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; taşıt satış sözleşmeleri dışında kalan menkul satış sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırmaya devam edebilecekleri, ancak sözleşme konusu ödeme yükümlülüklerinin Türk Lirası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesinin  zorunlu olacağı düzenlenmişti. 28.02.2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (Tebliğ No:2008-32/34)’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Tebliğ No: 2024-32/69)’in sekizinci maddesinin dokuzuncu fıkrası;

 

“Ancak söz konusu sözleşmelere ilişkin aşağıda belirtilen haller dışında kalan ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi zorunludur:”

 

şeklinde değiştirilmiş, dövizle ödeme yapılmasına ilişkin bazı istisnalar getirilmiş, bazı sözleşmeler bakımından dövizle ödeme yapma kısıtlaması esnetilmişti. Fıkranın devamına eklenen bentlerde tüm ödeme yükümlülüklerinin Türk para cinsi üzerinden yapılması zorunluluğu kaldırılmış, bazı sözleşmelerde geçmişe dönük ödeme yükümlülüklerin dövizle yerine getirilebileceği kararlaştırılmıştı.

 

06.03.2025 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (Tebliğ No:2008-32/34)’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Tebliğ No: 2025-32/72)’de ise yukarıda yer verilen sekizinci maddenin dokuzuncu fıkrasının;

 

“Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; taşıt satış sözleşmeleri dışında kalan menkul satış sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırmaları mümkündür.”

 

şeklinde değiştirilmesi düzenlenmiş ve bu değişiklik ile Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında yapacakları taşıt satış sözleşmeleri dışında kalan menkul satış sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden yapılabilmesi veya dövize endeksli olarak kararlaştırılabilmesi mümkün hâle gelmiştir. Bununla birlikte, 06.03.2025 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Tebliğ ile 2008/32-34 numaralı Tebliğ’in on beşinci fıkrasında yer alan “kararlaştırılması, ödenmesi ve kabul edilmesi” ibaresi “kararlaştırılması” şeklinde değiştirilmiştir. Bu değişiklikle, artık taşıt satışı dışındaki menkul satış sözleşmelerinde hem sözleşme bedeli hem de ödeme koşulları döviz cinsinden kararlaştırılabilecektir.

 

2. 15.03.2025 tarih ve 32842 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 9595 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile Karar’a ekli “Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar’’

 

9595 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı kapsamında yapılan düzenleme ile;

 

-       32 Sayılı Karar’a yeni tanımlar eklenmesine,

-       Türk parasının yurtdışına çıkarılmasına ilişkin limitin artırılmasına,

-       Dövize ve kıymetli madene dayalı işlemlere ilişkin düzenlemelerin yapılmasına,

-       İşlenmemiş kıymetli madenlerin ithali ve çekili kıymetli madenlerin satışına,

-       Döviz veya kıymetli maden cinsinden kredilerin teminatına,

-       Kıymetli maden depo hesaplarında fiziki teslimat olmaksızın yapılan alım satım işlemlerinin kambiyo işlemi sayılmasına,

 

ilişkin değişiklikler yapılmıştır.

 

32 Sayılı Karar’ın “Türk parası” başlıklı 3. maddesinde, 25.000,00-TL'yi aşan Türk parasının yurt dışına çıkarılmasının Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından belirlenecek esaslar dahilinde yapılacağı belirtilmiş olup 9595 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 25.000,00-TL’lik tutar 185.000,00-TL olarak değiştirilmiştir. Bu değişiklikle, yurtdışına TL çıkarma imkânı genişletilmiş, bireyler ve şirketler için daha fazla işlem kolaylığı sağlanmıştır.

 

3. 09.07.2025 tarih ve 32951 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 10039 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile Karar’a ekli “Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar’’

 

10039 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 32 Sayılı Karar’ın 7. maddesine “işlenmemiş” ifadesinden sonra “ve işlenmiş” ibaresi eklenmiş olup bu değişiklikle artık yalnızca işlenmemiş değil, işlenmiş kıymetli varlıklar da mevzuat kapsamına alınmıştır.

 

4. 24.07.2025 tarih ve 32965 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7555 sayılı “Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Ve 635 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”

 

Anılan Kanun ile 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanunun 1. maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir:

 

“Kambiyo, nukut, esham ve tahvilat alım satımı ve kıymetli madenler ve kıymetli taşlarla bunlardan mamul veya bunları muhtevi her nevi eşya ve kıymetlerin alım satımı, kıymetli madenlerin rafinajı ile tüm bu eşya ve kıymetlerin, ticari senetlerin ve tediyeyi temine yarayan her türlü vasıta ve vesikaların memleketten ihracı veya memlekete ithalinin tanzim ve tahdidine ve Türk Parasının kıymetinin korunması zımnında kararlar ittihazına Cumhurbaşkanı salahiyetlidir.”

 

Bu düzenlemeyle, kıymetli maden rafinajı işlemleri ilk kez 1567 sayılı Kanun kapsamına alınarak Cumhurbaşkanı’nın yetki alanı genişletilmiştir.

 

Kanun’un 3. maddesinde yapılan değişikliklerle yaptırım ve uygulama hükümlerinde şu düzenlemeler getirilmiştir:

 

-       “Ticari” ibaresi “yetkisiz” olarak değiştirilmiş,

-       Süre sınırlamaları yeniden tanımlanmış (örneğin; “bir aydan altı aya kadar, tekrarı halinde ise sürekli olarak” ifadesi “bir ay süreyle” biçiminde sadeleştirilmiştir),

-       “Hazine Müsteşarlığının” ifadesi “Hazine ve Maliye Bakanlığı” olarak güncellenmiş,

-       “Suç” ibaresi “kabahat” ile değiştirilerek yaptırım sınıflandırmasında yumuşatma hedeflenmiştir. Ayrıca, izinsiz ihracat veya ithalat durumlarında rayiç bedelin yarısından iki katına kadar idari para cezaları öngörülmüş; eylemin tekrarı veya yaygın yürütülmesi hâlinde, iş yerinin faaliyetinin süreli olarak durdurulması gibi ağır yaptırımlar uygulanabileceği açıkça belirtilmiştir.

 

Anılan düzenlemelerle kıymetli madenler ve rafinaj faaliyetleri açıkça düzenleme ve denetim kapsamına alınarak etkisiz faaliyetlerin caydırılması amaçlanmış, yaptırım hükümlerindeki sadeleştirme, belirsizlikleri azaltırken; Hazine Müsteşarlığından Hazine ve Maliye Bakanlığı’na geçiş, kurumlar arası rol dağılımını güncellemiştir.

 

Yukarıda yer verilen 2025 yılında yapılan düzenlemeler, Türk Parası Kıymetini Koruma Mevzuatı’nın dinamik yapısını bir kez daha ortaya koymuştur. Döviz bazlı sözleşmelerin genişlemesi, TL’nin uluslararası dolaşım alanının artması ve kıymetli madenlerin kapsamlı denetime tabi tutulması, piyasalara hem serbestlik hem de güvenilirlik kazandırmıştır

 


 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page