UKA Avukatlık Ortaklığı olarak müvekkillerimize hizmet verdiğimiz alanlardan biri olan Ceza Hukuku’nda en sık karşılaştığımız suç türlerini siz değerli okuyucularımıza bu yazımızda derledik.
A- ÖZEL BELGEDE SAHTECİLİK (TCK M.207)
A.1 - Bir özel belgeyi sahte olarak düzenleme (seçimlik fiil) veya gerçek bir özel belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştirme (seçimlik fiil) ve kullanma fiillerinden herhangi birinin yapılmasıyla özel belgede sahtecilik suçu oluşmaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta “kullanma” unsurunun zorunlu unsur olduğudur. Yani, sahte olan bir özel belgenin kullanılmaması halinde teşebbüs hükümleri ayrık olmakla birlikte bu belgenin salt oluşturulması bu suçun varlığı için yeterli değildir. Ayrıca maddenin ikinci fıkrasında bir sahte özel belgeyi bu özelliğini bilerek kullanma da yaptırıma bağlanmıştır. Sahte belgenin sahtelik özelliğini bilerek kullanma suçunu işleyebilmek için suça konu sahte belgeyi düzenleyeni olmamak gereklidir. Söz konusu suçun yaptırımı ise üç aydan bir yıla kadar hapis cezasıdır.
Bankacılık uygulamasında ise en sık karşılaşılan İşlenme Yolları ise,
1. Bankacılık sözleşmelerinde başkasının yerine imza atma ve kullanma
2. Sahte Belge ile Kredi Kullanma
3. Sahte Talimat Düzenleme Yoluyla İpotekli Kredi Tahsisi
4. Sahte Talimat Düzenleme
5. Kart Kopyalama
Şeklinde görülmektedir. Bununla birlikte özel belgenin niteliğinin saptanması aşağıda izah edeceğimiz Resmi Belgede Sahtecilik suçu ile ayrımında önem arz etmektedir. Kanunda özel belge ve resmi belge tanımları yapılmadığından genel bir ifade ile özel belgeyi özel belge niteliği taşımayan ve resmi belge niteliğinde özel belgeler kapsamında bulunmayan[1], düzenleyen kişinin belli olduğu ve özellikle hukuki bir değeri olan belgeler olarak tanımlamak mümkündür. Yukarıda izah ettiğimiz üzere “kullanma” fiili işbu suçun oluşumunda kurucu unsurdur. Bir belgenin hiç yoktan oluşturulduğu hallerde bu unsur tek başına yeterlidir. Ancak suçun ikinci seçimlik hareket olan “bir özel belgenin değiştirilmesi” şeklinde işlenmesi halinde ise kanun metninde de açıkça yer aldığı üzere bu belgenin aldatma(iğfal) kabiliyetini de haiz olması zorunludur.
Madde 210- (1) Özel belgede sahtecilik suçunun konusunun, emre veya hamile yazılı kambiyo senedi, emtiayı temsil eden belge, hisse senedi, tahvil veya vasiyetname olması halinde, resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin hükümler uygulanır. (2) Gerçeğe aykırı belge düzenleyen tabip, diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire veya diğer sağlık mesleği mensubu, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Düzenlenen belgenin kişiye haksız bir menfaat sağlaması ya da kamunun veya kişilerin zararına bir sonuç doğurucu nitelik taşıması halinde, resmi belgede sahtecilik hükümlerine göre cezaya hükmolunur
A.2- TCK.207. madde hükmü ile sahte olarak özel bir belgenin oluşturulması düzenlenmiştir. Ancak kanun koyucu özel belgelerin sadece sahte olarak oluşturulmasını değil gerçek bir özel belgenin bozulmasını, yok edilmesini ve gizlenmesini de cezalandırmaktadır.[2] Bu suçun işlenmesi uygulamada genellikle vergisel yükümlülüklerinden kaçınmak için bir kısım belgeler üzerinde işlenmek suretiyle vukuu bulmaktadır.
B-RESMİ BELGEDE SAHTECİLİK (TCK M.204)[3]
Söz konusu suçun yaptırımı suçu işleyenin kamu görevlisi olup olmamasına bağlı olarak değişkenlik göstermektedir. Buna göre kamu görevlisi olmayan bir kişinin (kurucu unsur) bir resmi belgeyi (kurucu unsur) sahte olarak düzenleme [seçimlik fiil] , gerçek bir resmi belgeyi başkalarını aldatacak şekilde (kurucu unsur) değiştirme [seçimlik fiil] veya sahte bir resmi belgeyi kullanma[seçimlik fiil] fiillerinden herhangi birini yapması halinde iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. Kamu görevlileri bakımından ise görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmi bir belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren, gerçeğe aykırı olarak belge düzenleyen veya sahte resmi belgeyi kullanan kamu görevlisi üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. Dikkat edildiği üzere Resmi Belgede Sahtecilik suçlarında “kullanma” fiili kurucu unsur olmayıp seçimlik fiiller arasında sayılmıştır. Dolayısıyla resmi belgede sahtecilik suçunun oluşumunda örneğin salt resmi belgenin oluşturulması dahi suçun işlenmesi için yeterli görülmüştür. Ancak özel belgede sahtecilik suçunda olduğu gibi suçun ikinci seçimlik hareket olan “bir resmi belgenin değiştirilmesi” şeklinde işlenmesi halinde ise kanun metninde de açıkça yer aldığı üzere bu belgenin aldatma(iğfal) kabiliyetini de haiz olması zorunludur.
Suçun İşlenmesinde En Yaygın Şekilde Kullanılan Belge Nitelikleri
1. Sahte Kimlik, Ehliyet Kullanımı
2. Sahte Verasetname, Vasiyetname
3. Sahte Tapu Belgeleri
4. Sahte SGK kayıtları
5. Sahte Nüfus Kayıtları
C- AÇIĞA İMZANIN KÖTÜYE KULLANILMASI
Açığa imzanın kötüye kullanılması suçu hem Resmi Belge hem de Özel Belge aracılığıyla işlenebilmektedir. Türk Ceza Kanun’un 209. Maddesi uyarınca belirli bir tarzda doldurulup kullanılmak üzere kendisine teslim olunan (kurucu unsur) imzalı(kurucu unsur) ve kısmen veya tamamen boş bir kağıdı (kurucu unsur), verilme nedeninden farklı bir şekilde dolduran (suçun işleniş biçimi) kişi, şikayet üzerine (cezalandırılma şartı), üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Madde hükmünden anlaşılacağı üzere suçun bu halinde oluşan doldurulmak suretiyle oluşturulan belgenin resmi veya özel belge olması değerlendirilmeden direkt olarak yaptırımı bağlanmıştır. Oysa aynı maddenin devamla ikinci fıkrasında imzalı (kurucu unsur) ve kısmen veya tamamen boş bir kağıdı (kurucu unsur) hukuka aykırı olarak ele geçirip veya elde bulundurup da hukuki sonuç doğuracak şekilde dolduran kişi, belgede sahtecilik hükümlerine göre cezalandırılır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta ise hukuki bir sonuç doğuracak şekilde doldurulması sonucu belge hangi hukuki niteliği kazanıyorsa o sahtecilik suç türüne göre cezalandırılacaktır. Örneğin imzalı ancak lehtarı veyahut miktarı yazılmamış bir çeki ele geçirip dolduran kişi Resmi Belgede Sahtecilik hükümlerine göre; eşinin imzası bulunan bir kağıdı elinde bulundurup eş muvafakati tanzim eden bir kimse ise Özel Belgede Sahtecilik hükümlerine göre cezalandırılacaktır.
C-DOLANDIRICILIK (TCK M.157)
Bankacılık uygulamasında en sık karşılaşılan suçlardan biri olan dolandırıcılık suçu Türk Ceza Kanunu’nun 157. Maddesi ve devamı hükümlerinde düzenlenmekte olup kanun koyucu bu suçu yasada detaylıca düzenlemiştir. Buna göre; hileli bir davranış (kurucu unsur) sergileyerek bir kimseyi aldatıp (kurucu unsur), onun veya başkasının zararına olarak (kurucu unsur), kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan (kurucu unsur) kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası verilir. Belirttiğimiz gibi bu suç kanunda detaylıca düzenlenmekle birlikte dolandırıcılık suçu kendi içerisinde birçok nitelikli hal barındırmaktadır. Bunlardan Bankalar nezdinde uygulamada karşılaşılan nitelikli hallerine ilişkin örnek vermek gerekirse,
Ø Banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle (158/1-f)
Ø Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla, (158/1-j)
Ø Kişinin, kendisini banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle (158/1-l)
Dolandırıcılık suçunun işlenmesi halinde ise üç yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezasına hükmolunur. Görüldüğü üzere dolandırıcılık suçu çok çeşitli yollarla işlenmekte olup her geçen gün farklı bir dolandırıcılık yöntemi ile karşılaşılması hayatın olağan akışı haline gelmiştir. Ancak unutulmamalıdır ki suçun oluşabilmesi için hileli bir davranışın varlığı değil aynı zamanda bu davranışın aldatıcı nitelikte de olması gereklidir. Bu kapsamda Bankacılık nezdinde en sık karşılaşılan dolandırıcılık yöntemlerinden birkaçına örnek vermek gerekirse bunlar;
1. İkna Dolandırıcılığı (kendisini bankacı olarak tanıtmak vb)
2. Banka İsim ve Logosu Kullanılarak Dolandırıcılık (sahte website vb)
3. İnternet Dolandırıcılığı (bankacılık şifrelerinin ele geçirilmesi vb)
4. Kredi Kartı Dolandırıcılığı
5. Pos Dolandırıcılığı-Tefeciliği
6. Sahte Başvuru Suretiyle Dolandırıcılık
7. Sahte Belge Hazırlama Suretiyle Özel-Resmi Belgede Sahtecilik ve Dolandırıcılık
D- PARADA SAHTECİLİK (TCK m.197)
Parada Sahtecilik suçu Türk Ceza Kanunu’nda 3 farklı halde düzenlenmiştir.
1. Memlekette veya yabancı ülkelerde tedavülde bulunan parayı üretme, ülkeye sokma, nakletme, muhafaza etme veya tedavüle koyma fiillerinden herhangi birini yapan kişi iki yıldan oniki yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılmaktadır.
2. Bir sahte parayı, sahteliğini bilerek kabul eden bir kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis ve adli para cezası ile cezalandırılmaktadır. Suçun bu halinde paranın ayrıca kullanılması aranmamaktadır.
3. Bir kişi sahte bir paranın sahteliğini bilmeden kabul etse bile bu niteliğini bilerek tedavüle koyarsa üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaktadır.
E- ZİMMET (BANKACILIK KANUNU M.160)
Zimmet suçu, Bankacılık Kanunu’nda Basit Zimmet (160/1), Nitelikli Zimmet (160/2) ve Varsayımsal Zimmet (160/3) olarak 3 farklı şekilde düzenlenmiştir.
1. Basit Zimmet: Görevi nedeniyle zilyetliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu para veya para yerine geçen evrak veya senetleri veya diğer malları kendisinin ya da başkasının zimmetine geçiren banka Banka Yönetim Kurulu Başkan ve üyeleri ile diğer mensupları altı yıldan oniki yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılırlar. Ayrıca bankanın uğradığı zararı tazmine mahkûm edilirler.
2. Nitelikli Zimmet: Zimmet suçu zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi halinde on iki yıldan az olmamak üzere hapis ve yirmibin güne kadar adli para cezası verilir. Ayrıca bankanın uğradığı zararı tazmine mahkum edilirler.
3. Varsayımsal Zimmet: Faaliyet izni kaldırılan veya Fona devredilen bir bankanın; hukuken veya fiilen yönetim ve denetimini elinde bulundurmuş olan gerçek kişi ortaklarının, kredi kuruluşunun kaynaklarını, kredi kuruluşunun emin bir şekilde çalışmasını tehlikeye düşürecek şekilde doğrudan veya dolaylı olarak kendilerinin veya başkalarının menfaatlerine kullandırmak suretiyle, kredi kuruluşunu her ne suretle olursa olsun zarara uğratmaları zimmet olarak kabul edilmektedir. Bu fiilleri işleyenler hakkında on yıldan yirmi yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur; ancak, adlî para cezasının miktarı bankanın uğradığı zararın üç katından az olamaz. Ayrıca, meydana gelen zararın müteselsilen ödettirilmesine karar verilir
F- GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA (TCK m. 155)
Güveni kötüye kullanma, muhafazası veya belirli bir şekilde kullanılması için kendisine zilyetliği devredilen malı devralan şahsın, zilyetliğin devri amacı dışında kendisinin veya başkasının yararına olarak malı kullanması veya zilyetliğin devri olgusunu inkar etmesidir. Güveni kötüye kullanma suçu, emniyeti suiistimal suçu olarak da adlandırılmaktadır. Güveni kötüye kullanılması suçunun meydana gelmesi için failin haksız yarar sağlaması şart değildir. TCK 155. maddede zilyetliğin kötüye kullanılması veya devir olgusunun inkar edilmesi suretiyle “kendisinin veya başkasının yararına olarak”mal üzerinde tasarrufta bulunulması halinde cezalandırılmaktadır. Her ne kadar maddede geçen “yararına olarak” ifadesi, failin haksız bir yarar elde etmesi gerektiği intibaı uyandırsa da, bu suç tipinde failin somut bir yarar sağlaması şart değildir. Suçun işlenmesiyle somut bir zarar oluşması da şart değildir. Zilyetlik konusu malda zilyetliğin devir amacı dışında tasarrufta bulunulması veya devir olgusunun inkar edilmesi suçun vücut bulması için yeterlidir.
DİPNOT : Güveni kötüye kullanma suçu ile 257. maddede düzenlenen görevi kötüye kullanma suçu uygulamada sık sık karşılaştırılmaktadır. Her iki suç karşılaştırıldığında suçun failleri açısından bir far olduğunu söylemek gerekir. Buna göre tanımlanan suçun herhangi bir kişi tarafından işlenmesi halinde 155. madde hükümlerine göre yargılama yapılacak olup suçun Kamu Görevlisi tarafından işlenmesi halinde ise görevi kötüye kullanma suçu meydana gelecek olup yargılama 257. Madde hükümlerine göre gerçekleştirilecektir.
Güveni kötüye kullanma suçu (emniyeti suistimal suçu) beş farklı şekilde meydana gelebilir:
· Zilyetliğin devir amacı dışında kullanılması şeklindeki basit güveni kötüye kullanma suçu (TCK md. 155/1),
· Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma (TCK md. 155/2),
· Meslek veya sanat nedeniyle emniyeti suistimal (TCK md. 155/2),
· Ticaret sebebiyle güveni kötüye kullanma (TCK md. 155/2),
· Başkasının mallarını yönetmek yetkisi çerçevesinde tevdi ve teslim edilen mallar ile ilgili emniyeti suistimal (TCK md. 155/2).
G- MÜŞTERİ BİLGİLERİNİ İFŞA (TCK md. 239)
Sıfat veya görevi, meslek veya sanatı gereği vakıf olduğu ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgeleri yetkisiz kişilere veren veya ifşa eden kişi, şikayet üzerine, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması suçu; sıfat veya görevi, meslek veya sanatı gereği öğrendiği ticari, bankacılık veya müşteri sırlarına dair bilgi veya belgelerin rakiplerle veya yetkisiz kişilerle paylaşılması veya herhangi bir şekilde ifşa edilmesi ile oluşur.
Müşteri Sırrı; Ticarî işletme ve şirketlerin, bankaların, sigorta şirketlerinin, sermaye piyasasında ve malî piyasalarda faaliyet gösteren aracı kurumların, kendi faaliyet alanlarıyla ilgili olarak müşteriyle ilişkilerinde, müşterinin şahsî, iktisadî, malî, nakit ve kredi durumuna ilişkin doğrudan veya dolayısıyla edindikleri tüm bilgi ve belgeleri ifade eder.
H- BANKA VEYA KREDİ KARTLARININ KÖTÜYE KULLANILMASI (TCK md. 245)
Banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçu, başkasına ait banka veya kredi kartlarının hukuka aykırı bir şekilde kullanılması veya başkası adına sahte olarak kart üretilmesi, satılması, devredilmesi, sahte kartın kabul edilmesiyle oluşan bir bilişim suçudur. Bu suça halk arasında “kredi kartı dolandırıcılığı suçu” da denilmektedir.
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu üç farklı biçimde işlenebilir:
· Başkasına ait gerçek bir banka veya kredi kartının kötüye kullanılması (TCK md.245/1),
· Sahte banka veya kredi kartı üretmek, satmak, devretmek, satın almak veya kabul etmek (TCK md.245/2),
· Sahte bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlamak (TCK md.245/3).
Belirtmek gerekir bir kartın Banka tarafından yetkili hamile teslimi anından itibaren sorumluluk artık kart sahibine ait olacaktır. İşbu sorumluluk yasal sorumluluk olup 5464 Sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 15. Maddesi ile düzenlenmektedir. MADDE 15 – Kart kullanımından doğan sorumluluk, sözleşme imzalandığı ve kartın zilyetliğine geçtiği veya fizikîvarlığı bulunmayan kart numarasının öğrenildiği andan itibaren, kart hamiline aittir.
I- MALA ZARAR VERME (TCK md. 151-152)
Mala zarar verme, başkasına ait bir malın yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi veya kirletilmesidir. Mala zarar verme suçu, başkasına ait malvarlığına zarar vermeye dönük hukuka aykırı müdahaleleri cezalandırmak amacıyla ihdas edilmiştir. Mala zarar verme suçu ile malvarlığı değerleri korunmak istendiğinden, bu suç “Malvarlığına Karşı Suçlar” bölümünde TCK md. 151-152 arasında düzenlenmiştir.
TCK’ya göre mala zarar verme suçu, 6 farklı şekilde işlenebilir:
· Malı Bozarak veya Kullanılmaz Hale Getirmek Suretiyle
· Yıkmak Suretiyle Mala Zarar Verme
· Tahrip Etme Suretiyle Mala Zarar Verme
· Yok Etme Suretiyle Mala Zarar Verme Suçu
· Kirletmek Suretiyle Mala Zarar Verme Suçu
· Sahipli Hayvanın Öldürülmesi Suretiyle Mala Zarar Verme Suçu
J- BANKA İTİBARININ ZEDELENMESİ (Bankacılık Kanunu Md. 74)
5411 sayılı Bankacılık Kanunu, bankaların itibarını korumak maksadıyla “Bankanın İtibarının Zedelenmesi” eylemini suç haline getirmiş ve bu suçu işleyenlere uygulanacak yaptırımları düzenlemiştir. Buna göre; 5187 sayılı Basın Kanununda belirtilen araçlarla ya da radyo, televizyon, video, internet, kablolu yayın veya elektronik bilgi iletişim araçları ve benzeri yayın araçlarından biri vasıtasıyla; bir bankanın itibarını kırabilecek veya şöhretine ya da servetine zarar verebilecek bir hususa kasten sebep olunamaz ya da bu yolla asılsız haber yayılamaz.
Bankanın itibarının zedelenmesi suçu, özgü suç değildir; suçun faili herhangi bir kişi olabilir. Fail aynı bankanın mensubu olabileceği gibi, başka veya rakip bir bankanın mensubu ya da hiçbir banka veya başka kuruluşla ilişkisi olmayan bir şahıs da olabilir. Bu suçla herhangi bir bankanın itibarı, şöhreti veya serveti hedef alındığından ve bankanın bu soyut kavramlar üzerindeki menfaatleri ihlal edildiğinden suçun mağduru da fiilin muhatabı olan bankadır.
Suçun işlenmesinde kullanılabilecek araçlar; belli aralıklarla yayımlanan gazete, dergi gibi basılmış eserler ile haber ajansları yayınları, kitap veya armağan gibi basılmış eserler, radyo yayınları, televizyon yayınları, kablolu yayın, İnternet, elektronik bilgi iletişim araçları gibi kitlesel iletişim araçlarıdır.
İlgi ve dikkatinize teşekkür ederiz. Tüm soru ve önerilerinizle ilgili olarak ofisimiz iletişim bilgileri üzerinden tarafımıza ulaşabilirsiniz.
[1] Bknz tablo 1. [2] Madde 208 - (1) Gerçek bir özel belgeyi bozan, yok eden veya gizleyen kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. [3] (1) Bir resmi belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir resmi belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren veya sahte resmi belgeyi kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.(2) Görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmi bir belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren, gerçeğe aykırı olarak belge düzenleyen veya sahte resmi belgeyi kullanan kamu görevlisi üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.(3) Resmi belgenin, kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan belge niteliğinde olması halinde, verilecek ceza yarısı oranında artırılır.
Comentarios